Mustafa Çolak LAE Kurultayında Konuştu

Mustafa Çolak’ın, 24-26 Haziran tarihlerinde Atina’da gerçekleşen Halkın Birliği (Laiki Enotita) cephesinin 1. Kurultay’ında yaptığı konuşmanın Türkçe metni:
 
Yoldaşlar,
bugün herkesin, özellikle de tüm solun gözleri bu kurultayda. Burada nelerin konuşulacağını, hangi kararların alınacağını, ve hepsinden önemlisi geçmişteki tecrübelerden ders çıkarıp çıkarmadığımızı merak ediyorlar.

Açıkça söylemek isterim ki, dünkü konuşmasında yoldaş Panayotis Lafazanis’in söyledikleri olumluydu. Geçmişteki hatalarımız için insanlara bir özür borcumuz vardı ve o özür, gecikmeli olarak da olsa, dün, yoldaş Panayotis Lafazanis tarafından geldi. Ve özür dilemek erdem olduğundan, bundan sonra da geçmişteki hatalarımız için özür dilemeye devam edelim; bundan kaçmayalım.

Tabii bir de, üzülerek belirtmek isterim ki, geçmişteki hatalarımızdan ders çıkarmadığımızı gösteren durumlar da var. Bunların da başlıcası, kanımca, işbirliği konusu. SyRizA tecrübesi bizlere öğretti ki, eski ve yeni memorandumcu sistemin içinden çıkarılacak “dondurulmuş” kişilerle veya memorandum karşıtı bir söylev kullan milliyetçilerle işbirliği, bizi hiçbir yere götüremez, götürmeyecek.

Bu mücadelede bizim yoldaşımız olması gereken, işbirliği içinde olmamız gereken toplumdur; emek insanlarıdır; işsizlikle yok edilmeye çalışılan, bir parça ekmek için ülkesini terk edip gurbetin yolunu tutmaya zorlanan gençliktir. Ve bizim en önemli görevlimiz, bu insanlar arasında kök salmaktır.

Notlarım arasında daha nice şey var fakat zaman kısıtlı olduğundan şimdilik onları esgeçip, benim için daha önemli olan, bölgemle ve ait olduğum azınlıkla ilgili birkaç söz etmek istiyorum.

Trakya, sağcılar ve milliyetçiler için “tehlikede olan ve her an koparılabilecek vatan toprağı” olup, azınlık ise bu –kanımca– bilim-kurgu filminde, bu eylemde (toprağın koparılması) başrolü oynayacak olan asıl düşmandır. Bu yüzden eski memorandumcu milliyetçiler ve kendini solcu olarak adlandıran yeni memorandumcular, söz konusu Trakya olduğunda elele yürümekteler. Bu bağlamda kendini solcu olarak adlandıran Dışişleri Bakanı Nikos Kocias’ın, bundan birkaç gün önce, Trakya’mızın “Şef”i Evripidis Stilyanidis’in Trakya için partilerüstü özel komisyon kurulması teklifini kabul etmiş olması tesadüf değildir. Yine aynı şekilde, Stilyanidis, yayınladığı son kitabında Trakya’nın ulusal bünyede kalması için çözümün bölgede ekonomik kalkınma olduğunu söylüyor.

Diğer yandan biz solcular içinse, Trakya, tarihin en büyük köle ayaklanmalarından birinin önderi olan Spartaküs’ün, ve yine aynı şekilde daha adil bir dünya istediği için Serez çarşısında idam edilen Şeyh Bedrettin’in yurdudur ve öyle de olmaya devam edecektir.

Azınlık ise, diğer yandan, işgal kuvvetlerinin kovulup ülkenin özgürlüğünün ve demokrasisinin yeniden kazanılması için kanını akıtmış insanların oluşturduğu bir kitledir. Ve bu insanlar, tarih boyunca hiçbir zaman devlete ve ülkelerine başkaldırmamış insanlardır.

Sağcıların, milliyetçilerin ve yeni memorandumcuların Trakya için “kalkınma” önerisine gelince, önerdikleri “kalkınma” geçmişte de uygulanmış olan, sadece Hristiyan nüfusa yönelik, azınlık insanının aleyhine bir kalkınmadır ve bizim böyle bir “kalkınma”yla işimiz olmaz.

Bizler, özellikle de Trakya’da, “Herkes için ekmek-eğitim-özgürlük” sloganını ısrarla savunmaya devam ediyor, milliyetçilikten, baskılardan, devlet teröründen uzakta daha fazla demokrasi, sınırsız demokrasi ve özgürlükler için mücadele etmeye devam ediyoruz ve edeceğiz.


Teşekkürler.

google-news Ακολουθήστε το paratiritis-news.gr στο Google News και μάθετε πρώτοι όλες τις ειδήσεις.