Yunan pamuğu için tek yol Avrupa

Nikos Kourkoutas ve Kiryakos Krokos, Gümülcine’de düzenlenen 3. Yunanistan Pamuk Konferansı’nın sonuçlarını değerlendirdi

Kuruçay Barajı gibi altyapı projeleri üzerinden üretim maliyetinin düşürülmesi ve Yunan pamuğunun Avrupa perspektifinin güvence altına alınması, geçtiğimiz günlerde Gümülcine’de Mesleklerarası Pamuk Örgütü – DOB ve ELGO DİMİTRA işbirliği ile düzenlenen 3. Yunanistan Pamuk Konferası’nda öne çıkan konular arasında yer aldı.

DOB Genel Sekreteri Nikos Kourkoutas, “Radio Paratiritis 94fm”e yaptığı açıklamalarda, konferansta sadece siyasetçi ve bilim adamlarının katılımıyla teorik konuşmaların yapılmadığını, işletme temsilcileri, sıradan vatandaşlar ve özellikle de üreticilerin ilgisini çeken, pratik konulara değinilen bir etkinlik gerçekleştiğini ifade etti.

Konferasın her açıdan başarılı geçtiğini söyleyen sn. Kourkoutas, farklı alanlardan uzmanların, günümüzde uygulanan yöntemler hakkında bilgi verdiği, üretimin sürdürülebilirliğine yönelik neler yapılabileceği ve sorunların nasıl çözülebileceğinin izah edildiğini aktardı.

Tahminler olumlu, ancak sorunlar da bir hayli fazla

Tarımsal Kalkınma Bakanı sn. Georgantas’ın Yunan pamuğunun geleceğine dair olumlu sözler sarf etmesine rağmen, Nikos Kourkoutas, üreticilerin karşı karşıya olduğu sorunların bir hayla fazla olduğunu ve bunlarla başa çıkmak için koordinasyon ve profesyonellik gerektiğini belirtti.

Temel sorunlardan bahseden sn. Kourkoutas, Yeşil Anlaşma kapsamında AB’nin direktiflerine ve 2030 yılına kadar böcek ilaçlarının %50 azaltılması hedefine değindi.

Yunan pamuk üreticilerinin tarım ilaçları ve özellikle de herbisitlerle büyük sıkıntı yaşadıklarını, bunun da çokuluslu şirketlerin düşük kar oranları nedeniyle üretimi sınırladırmasından kaynaklandığını izah etti. AB direktiflerine doğrultusunda, son yıllarda ülkemizde pamuk üreticilerinin sadece üç adet ilaç alma hakkına sahip oldukların, bu durumun sürdürülebirlik açısından tehdit oluşturduğunu savundu.

DOB Genel Sekreteri, bu konuda siyasetçileri bilgilendirdiklerini ve Margaritis Shinas gibi Yunan parlamentelerler aracılığıyla AB’nin duruma el atmasını beklediklerini dile getirdi. İspanya ve Yunanistan’ın, mikroplastik yerine doğal elyafla pamuk ürettiğine dikkat çekerek, Avrupa sertifikalı ve yüksek kaliteli, büyük sosyal ve ekonomik değeri olan bir üründen bahsettiklerini kaydetti.

Yunan pamuğu için Avrupa’nın tek yol olduğunu vurgulayan Nikos Kourkoutas, Avrupa etiketli, kalite sertifikalı pamuğun, çevresel ve sosyal değerinin öne çıkarılması gerektiğinin altını çizdi. Avrupa Pamuk İttifakı gibi girişimlerin bu yönde atılan adımlardan biri olduğunu, hedef pazarın Türkiye yerine Avrupa olmasının amaçlandığını sözlerine ekledi.

Kuruçay Barajı’nın önemi

“Radio Paratiritis 94 fm”e konuşan bir diğer isim, Rodop Girişimci Çiftçiler Birliği Başkanı Kiryakos Krokos, Kuruçay Barajı’nın bölgenin tarım ekonomisi açısından öneminden bahsederek, üretim maliyetinin düşürülmediği ve hassas tarım modellerine geçilmediği sürece, ekilen dönümlerin daha da azalacağını ve hammadde sıkıntısı yaşanacağını ifade etti.

Kuruçay Barajı gibi projelerin bölgenin tarım ekonomisine vizyon kazandıracağını iddia eden sn. Krokos, hassas tarımın Yunan pamuk üreticilerinin üretimi sürdürebilmeleri adına tek yol olduğuna işaret etti.

Hassas tarımın avantajları

Kiryakos Krokos, hassas tarım uygulamalarının birçok sorunu çözebileceğini, işçi arama derdinin son bulabileceğini ima etti.

Hassas tarımın, robotik mekanizmalarla ekolojik yönden de yayarlı olduğunu izah eden sn. Krokos, kimyasal kullanımı yerine artık mekanik yöntemler ya da elektrik deşarjı ile yabani otların ortadan kaldırmanın mümkün olduğunu belirtti.

Hassas tarımı bir “çıkış yolu” olarak gösteren Rodop Girişimci Çiftçiler Birliği Başkanı, bu bağlamda bilim ve teknoloji sayesinde sürdürülebilirlik sağlanabileceğini kaydetti.

google-news Ακολουθήστε το paratiritis-news.gr στο Google News και μάθετε πρώτοι όλες τις ειδήσεις.