Komotini’nin rengarenk ve kaliteli pamuklu kumaşlardan yapılmış maskeleri

Koronavirüs gölgesinde terzilik sanatı ve el yapımı maskelere yüksek talep

Komotini’nin terzileri arasından Sn. Ayşe Mısırlı ve Sn. Emine Kır Hüseyin

Koronavirüsün ortaya çıkmasıyla benimsediğimiz birçok yeni ‘alışkanlıktan’ biri, hepimizin ayrılmaz bir ‘aksesuarı’ haline gelen maskelerdir. Her köşesinde çok sayıda dikiş dükkanına sahip olan Komotini, kıyafetleri geri dönüştüren ve yeni koşulların dikte ettiği şeyleri yaratan, küçük bir maske ‘endüstri’sine benziyor. Şehrin dikiş dükkanları arasında bir yürüyüşten sonra, ‘yeni gerçekliğe’ uyum sağlayarak çalışmalarına kesintisiz bir şekilde devam ettikleri ve geniş seçenek yelpazesiyle diktikleri maskelerle vatandaşlarımızın EODİ tarafından belirlenen kurallara uyum çabalarını güçlendirdikleri hemen fark edildi.

Bununla birlikte, ‘basit’ maskeler dikmek yerine, çok çeşitli desenler seçerek onlara ‘iyimserlik’ notu vermektedirler. Bu hoş ‘manzarayı’ gördükten sonra, şehrimizin yetenekli terzileri Sn. Ayşe Mısırlı ve Sn. Emine Kır Hüseyin ile sohbet ettik ve mesleklerinde karşılaştıkları yeniden yapılanmaların yanı sıra, sanatlarının zorluklarını, dikiş yapmaya teşvik eden dürtüleri ve sanatlarına olan sevgilerini dile getirdiler.

Komotini’nin iki kıymetli terzisi, Ayşe ve Emine

Şehrimizde bir terzi dükkanı işleten Sn. Ayşe, ilk olarak, bir terzinin kızı olarak bu alanla uğraşmak istemediğini “Terzilik mesleği ile uğraşım uzun zaman önce başladı, çünkü annem bir terziydi.

Çocukluğumdan beri bu alanda olduğumu hatırlıyorum. Annemin mücadelesini ve günlük iş yükünü görünce, ilk başlarda bu sanatla uğraşmak istemedim ancak bir süre sonra dikiş tutkumu fark ettim, bu yüzden işçi ocağında makine nakışı derslerine başladım.” sözleriyle ifade etti. Dikiş sanatını öğrenir öğrenmez, şehrimizdeki çeşitli dükkanları için nakış yapmaya başladı ve daha sonra çocukları büyüyünce ve daha fazla boş zaman kazandığında, Nisan 2019’a kadar çeşitli dikiş dükkanlarında terzi olarak çalıştı ve tüm bu yolun sonunda kendi iş yerini açmaya karar verdi.

Dikiş sevgisi o kadar büyük ki, sanatına olan sevgisi onu geçen yıl Sn. Efi Kalenteridu ile işbirliği içinde, dikiş yapmayı öğrenmek isteyen kadınlara ders vermeye yönlendirdi. Ancak kendisinin de belirttiği gibi “Kendime ve aileme ayıracak zamanım yoktu ve özellikle de koronavirüsün ortaya çıkmasının ardından başka bir şekilde olamayacağı nedeniyle dersleri bırakmak zorunda kaldım.” Öte yandan, Sn. Emine’nin dikiş yapan bir akrabası yoktu, ancak bu sanatı öğrenmek için bir tutkusu vardı. Sn. Emine’nin aktardığı üzere, küçük yaşlarından itibaren çeşitli okullarda dikiş sanatını öğrenmeye başladı ve öğrendiği her şeyi günlük yaşamında, kız kardeşi ve kuzenlerine etek, elbise vb. kıyafetler dikerek uyguladı. Diğer terzilerin yanında uzun bir süre çalıştıktan sonra, uzun yıllardır faaliyet gösteren kendi iş yerini açmaya karar verdi. Aynı zamanda terzi, bu sanatla uğraşmaktan mutlu olduğunu ve müşterilerinin memnuniyeti ve gülümsemeleri ile sevinçle dolduğunu belirtti.

Emine Kır Hüseyin: “İlk karantina döneminde, siparişler yüzünden kısa bir süre dahi olsa dinlenecek zamanımız olmadı”

Koronavirüs ile hayatlarımızın genel olarak değiştiği gibi, terzilerin çalışmalarının akışında da olumlu ve olumsuz değişiklikler yaşandı. Sn. Ayşe “Koronavirüs ortaya çıkar çıkmaz, ‘son’un geldiğini ve işi durdurmak zorunda kalacağımı düşündüm.” sözlerine yer verdi. Ancak tüm bu endişelerine rağmen maskelerin zorunlu kullanımı kararı dolayısıyla bir umut oluştu. Belirttiği üzere, çeşitli kuruluşlardan ve kamu kurumlarından siparişler almıştı ve siparişlerin birikmesi nedeniyle karantinanın ortasında makinelerini eve taşıyarak ve evinden çalışarak geçimini sağladı. Sn. Emine’nin hayatında da benzer bir gelişme yaşandığını “Koronavirüs ortaya çıktığında, kıyafetlerimize veya ruh halimize uymaya çalıştığımız ‘aksesuarımız’ haline gelen yeni ‘alışkanlıklar’ empoze edildi. Müşterilerimizin her arzusunu karşılamak için durmadan çalışıyoruz. İlk karantina döneminde, siparişler nedeniyle kısa bir süre dahi olsa dinlenecek zamanımız yoktu.” sözleriyle aktardı. Bunlara paralel olarak, maskelere olan yoğun talep nedeniyle Sn. Emine ve kız kardeşi, Sn. Ayşe gibi her zevke uygun, farklı boyutlarda, renklerde ve tasarımlarda maskeler yarattığını belirtti. Her iki terzi de, kıyafet onarımlarına ek olarak, hepimizin temel ihtiyacı haline gelen maskeler diktiklerini vurguladılar. %100 pamuklu, yeniden kullanılabilir, her yaş için uygun olması ve nefes almayı engellememesi için kumaş maskelerin malzemelerinin kalitesine de büyük önem vermektedirler.

Ayşe Mısırlı: “Kumaş maskeler artık çocuklar için oyuncak haline geldi”

Bu iki yetenekli terzi, maske kullanımının istisnalar dışında herkes için zorunlu olması nedeniyle her yaştan çocuğun ihtiyaçlarına kayıtsız kalmıyor. Çocukların yeni ‘gerçekliği’ kucaklamaları ve dikkatlerini çekebilmek için çeşitli çizgi film karakterlerinin yer aldığı maskeler dikmektedirler. Sn. Ayşe bu konuda “Kumaş maskeler çocuklar için bir oyuncak haline geldi. Okuldan geldiklerinde ‘görevlerini’ bilerek, ellerini ve maskelerini yıkıyorlar. Ayrıca, maske çocuklar için bir kalem ve defter gibi temel bir ‘araç’ haline geldi.” dedi. Aynı zamanda Sn. Emine, ‘orijinal’ maskeler arayan çocukların yanı sıra “Maskeyi günlük yaşamlarına daha kolay entegre edebilmek ve çocukların dikkatini çekebilmek için öğretmenler de, çeşitli çizgi film karakterlerine sahip maskeler tercih ediyorlar.” açıklamasında bulundu. Koronavirüs uzun zamandır algılandığı üzere, tüm toplum için bir an önce sırtından atmak istediği bir ‘yük’ haline gelmiştir. Günlük hayatımıza yeni engeller yaratılarak sürekli olarak yeni önlemler ve yeni kısıtlamalar uygulanmaktadır. Ancak, psikolojimizi ve ruh halimizi değiştirmek için yapabileceğimiz tek şey, Sn. Emine’nin altını çizdiği gibi, “Bu üzücü durumu biraz daha eğlenceli hale getirmek” için yaratıcı ve tamamen işlevsel maskeler seçerek günlük hayatımızı renklendirmektir. (NOT: Yanlış anlaşılmanın önüne geçilmesi için, röportajlar ve fotoğraf çekiminin lockdown’nun öncesinde gerçekleştirildiği belirtilmelidir. Bununla birlikte, tüm verileri takiben, karantinanın kaldırılması ve aşılanmanın ardından da maske kullanımı daha bir süreliğine hayatımızda gerekli bir aksesuar olacaktır. Bu nedenle de Komotini’de yapılan maskeler tercih edilmelidir.)

“Çocuklar için bile kumaş maskelerle nefes almak son derece kolay”

Bir anne olan Sn. Ayşe Mısırlı, diğer şeylerin yanı sıra, çocuklara olan sevgisine ve maskelere alışmaları için kullandığı ‘hilelere’ atıfta bulundu. “Herkes bu yeni duruma büyük önem veriyor. Vatandaşlar saatlerce maske takmanın hijyenik olup olmadığı, hangi yaştan ve sonra izin verildiği gibi konularda, çoğunlukla çocukları için endişeleniyorlar. Kullandığımız kaliteli malzemeler sayesinde, kumaş maskelerle nefes almanın kolay olduğunu vurguluyoruz, ayrıca çocukları çok sevmemden dolayı ve dikkatlerini çekebilmek amacıyla birçok renk ve desende maskeler yapıyorum. Maske seçmek için bir çocuk geldiğinde ‘Hangini beğendin?’ demek yerine, dikkatini çekmek ve maskeyi sevdirebilmek için ‘Söyle bakalım nasıl kıyafetlerin var, onlara uygun olanını seçelim.’ diyorum.” açıklamasına yer verdi.

“Siparişleri yetiştirebilmek için bazı günler gece yarılarına kadar çalışıyoruz”

Koronavirüsün terzilerin günlük yaşamına getirdiği değişiklikler hakkında Sn. Emine Kır Hüseyin: “Karantina nedeniyle, tüm makinelerimi eve taşıdım ve sadece işim için bir oda düzenledim. O dönemde olduğu gibi, şimdi de müşterilerimizin ihtiyaçlarına göre maskeleri; çeşitli desenlerde ve her boyutta, tek veya çift kumaşlarla ve aynı zamanda filtreler kullanarak dikmeye devam ediyoruz. Maskeler için müşterilerimizin güvenliği ve sağlığına uygun %100 pamuklu kumaşları seçiyoruz. Son zamanlardaki yoğun iş yükü nedeniyle bazı günler gece yarılarına kadar çalışmak zorunda kalıyoruz.” dedi.

google-news Ακολουθήστε το paratiritis-news.gr στο Google News και μάθετε πρώτοι όλες τις ειδήσεις.