İLK KARA LİSTE’NİN (1987-1996) DERİN NEDENLERİ – X (b)

Ο Παρατηρητής της πολυφωνίας

TARİHTEN BİR YAPRAK
 
Dünden devam
 
Sebahattin Galip
 
Sebahattin Galip, ikinci kez milletvekili seçilerek siyasî karyerini tamamlamak istiyordu. Eski siyasî rakibi ve yeni dostu Hafız Yaşar’ın yaptığı gibi. Hafız Yaşar, ikinci görev süresini (1981-85) tamamladıktan sonra politikadan çekildiğini ilan etmişti.
 
Sebahattin abi, 1974 seçimlerinde milletvekili seçildikten sonra, burada yorumlayamayacağımız nedenler yüzünden seçmen tabanında büyük bir kayıp yaşadı. Ondan sonra yıllar boyu bu seçmen tabanını yeniden kazanmak için uğraştı, yeniden seçilebilmek için. 1980-84, memlekette olduğum bu süre içinde Sebahattin abi ile çok kez bir araya geldik, sohbet ettik, pareya yaptık. Onu yakından tanıma firsatı buldum. Sebahattin Galip, her zaman Azınlığı çok düşünen, her zaman Azınlık için didinen ve koşuşturan az sayıdaki dürüst azınlık politikacıları grubuna dahildir. Ve çok ta hırslıydı. 1985 öncesi son yıllar Sebahattin Galip için uzun bir seçim öncesi dönemi idi. Tüm azınlık köylerini birer birer dolaşıyor, her köyde bir iki gün misafir kalıyor, köylülerle sohbet ediyor, sorunlarını tartışıyor ve dostluklarını yeniliyordu. Üstelik bu ziyaretlerini altında arabası olmadan yapıyordu. İkinciye seçilme hedefini gerçekleştirmek için canla başla çalışıyordu.
 
1985 seçimleri öncesi azınlık toplumu içinde Sebahattin Galip lehinde onu seçecek güçte bir akım oluştuğu belli oluyordu. Hangi partiden aday olacaktı? 1974’te milletvekili seçildiği Merkez Birliği partisi artık iyice dağılmıştı. Milletvekili seçilme şansı iki büyük partide vardı, PASOK ve Y.D.’de. PASOK’un azınlık adayı milletvekili Ahmet Muncura idi, oraya girme şansı yoktu. Hafız Yaşar politikadan çekildiğini ve aday olmayacağını ilan edince, Y.D.’ki azınlık adayı yeri boş kalmıştı, oraya girmeye çalıştı. Hem Azınlıktan hem de Çoğunluktan dostları onu Y.D.’ye sokmak için uğraştılar. Almadılar. Zira Y.D. yeni bir azınlık adayı bulmuştu, avukat Mehmet Müftüoğlu’nu. Niye Mehmet Müftüoğlu tercih edildi de Sebahattin Galip reddedildi, bu sorunun yanıtı var, ama Azınlıkta artık kaç kişiyi ilgilendirir ki? Aşağıda Müftüoğu’nu anlatırken bu soruya da yanıt vermiş olacağım.
 
Sebahattin abi, bir kez daha ne aday olma fırsatını, ne de böyle bir taraftar grubu yakalama şansını bulabileceğine inanıyordu. Hırslıydı ve riskli kararını verip bağımsız aday oldu.
 
Bu kararında kimler tarafından cesaretlendirildi? Bilmiyorum. Koca Kapı sonra kendisini destekledi mi? Kuşkusuz. Sebahattin abi Konsolosluk ve genel olarak Koca Kapı ile daima iyi ilişkiler içindeydi. Ancak Koca Kapı’nın onun lehine müdahalesi ve desteği açık ve zorlu bir hal almadı. Talimat, “yakın olanlara” gitti. Kesin ve genel olsaydı, Mehmet Müftüoğlu’nun yanında yer alma özgürlüğüne sahip olduklarına inanan bazı kişiler (rahatsız etmemek için isim vermeyeceğim), buna cesaret edemezlerdi. Öyle bir talimat alsaydı, rahmetli Mustafa Bacaksız Müftüoğlu’na gönüllü sekreterlik yapmayı üstlenemezdi. Bir sonraki seçimlerde ise bu kez Sadık’ın sekreterliğini yapan, tabiî yine talimatla, kampanyasını örgütleyen, yazılarını yazan, Ahmet Hacıosman’la birlikte en sadık ikili pozisyonuna bürünen ve Müftüoğlu’nun düşmanı kesilip ona belaltı vuruşlar yapan Bacaksız. Ve öyle bir talimat almasaydı, rahmetli Hasan Hatipoğlu, “ezelî düşmanı” Sebahattin Galip’i asla destekliyormuş görünmek istemezdi. Hatipoğlu’nun Galip sülalesine karşı güttüğü “kan davasını” bilenler bilir. Ve o bilenler, Hasan abinin Sebahattin abiyi gerçekten desteklediğine inanmamışlardır. Onun için o seçimlerde bu doğrultuda birçok öyküler dolaştı. Halk edebiyatı, anlatmayayım.
 
Bütün öğretmenler gibi o da Sebahattin Galip’in taraftarı olarak bilinen Bacaksız Mustafa’ya neden Sebahattin abiyi terkedip Mehmet Şapçılı’nın yanında yer aldığını sorduğumda verdiği yanıt: “Bir ömür Sebahattin abinin yanında Hasan Hatipoğlu’nun ne kadar kendisine güvenilmez bir insan olduğunu ve ondan uzak durmamız gerektiğini işittik durduk. Bir de baktık şimdi her şeyi unutarak Hatipoğlu’yla sarmaş dolaş olmuş. O olabilir, ama ben olamam.” Bacaksız tabiî niye Şapçılı’nın yanında yer aldığı konusunda gerçeği söylemiyordu. Çünkü onun hiçbir kararı bir ilkenin ve kuralın ürünü değildi. Mustafa Bacaksız, Müftüoğlu’nun yanına görevli olarak gitmiş ve çalışmıştı.
 
Seçimlerde Sebahattin Galip bağımsız aday olarak 10.500’e yakın oy aldı.  Tahminlerin çok üstünde. Az daha seçim ölçüsünü (seçilme eşiğini) yakalayıp seçiliyordu.
 
Sabahattin Galip iki sene sonra 1987’de ziyarete gittiği Türkiye’de aniden rahatsızlanıp hayatını kaybetti.
 
 

İbram Onsunoğlu / Tiken.net

google-news Ακολουθήστε το paratiritis-news.gr στο Google News και μάθετε πρώτοι όλες τις ειδήσεις.