İLK KARA LİSTE’NİN (1987-1996) DERİN NEDENLERİ – X (a)

Ο Παρατηρητής της πολυφωνίας

TARİHTEN BİR YAPRAK
 
 
1985 SEÇİMLERİ
1985 seçimlerinde Koca Kapı’nın tavrı
Sebahattin Galip
 
 
2 HAZİRAN 1985 SEÇİMLERİ
 
Azınlıkta bu seçimlerin tartışması, liste usulünü  getiren yeni seçim yasası  yüzünden çok erken başlamıştı. Genel kanaat, iki büyük partinin, PASOK ve Y.D.’nin, Gümülcine ve İskeçe’de azınlık adaylarını seçilecek sıraya, yani liste 1incisi veya 2ncisi, koymayacakları idi. Örneğin İskeçeli azınlık adaylarından Orhan Hacıibram, T.S.’de o zaman yayımlanan bir yazısında, şimdi yeniden okudum da gördüm, Azınlığın dışlanacağına kesin gözüyle bakıyordu.
 
Seçimler yaklaştığında bağımsız liste kurma görüşmeleri başladı, özellikle İskeçe’de, Gümülcine’de o kadar değil. Herkesin dikkati, adayların seçilme şansı olan iki büyük partideydi, o partiler bakalım ne yapacaktı.
 
Gümülcine’de PASOK’tan geçen seçimlerde en çok oy alan ve milletvekili seçilen Ahmet Mehmet Muncura’nın tüm partilerin uyduğu kurala göre liste 1incisi olması gerekiyordu. Nitekim PASOK’tan yapılan ilk açıklamada Ahmet liste 1incisiydi. Buna göre garanti milletvekili seçiliyordu. Ancak sosyalist PASOK, bir azınlık üyesine böyle bir hakkı tanıyacak ölçüde henüz demokratikleşmemişti. İki gün sonra Ahmet Muncura’nın liste 2nciliğine düşürüldüğü ilan edildi. Bu düşüş, milletvekilliğini kaybetmek demekti. Ahmet gık demedi. PASOK, geçen 4 yıl içinde Azınlıkta büyük kan kaybına uğradığı için Gümülcine’de ikinci sandalyeyi büyük olasılıkla Y.D.’ye kaptırmıştı ve Ahmet seçilemeyecekti. Öyle de oldu. Ahmet’in yerine liste 1inciliğine getirilen Vradelis milletvekili seçildi.
 
Listeler açıklandığında iki büyük partinin de azınlık adaylarını seçilebilecek 2nci sıraya koydukları ortaya çıktı. PASOK, Gümülcine-Rodopi’de Ahmet Mehmet Muncura'yı, İskeçe’de ise Ahmet Faikoğlu’nu. Y.D., Gümülcine’de Mehmet Müftüoğlu Şapçılı’yı, İskeçe’de ise Hüsnü Serderzade’yi. Bu durumda bağımsız listeler kurma “şartı” da ortadan kalkmış oluyordu. Buna rağmen İskeçe’de üç adaydan ibaret BARIŞ adlı bir bağımsız liste oluşturuldu. İsimler, Mehmet Emin Aga, Celal Zeybek ve Hikmet Cemiloğlu idi. Gümülcine’de de eski milletvekili Sebahattin Galip tek başına bağımsız aday oldu.
 
2 Haziran 1985 seçimlerinde Azınlıktan Gümülcine’de Y.D.’den Mehmet Müftüoğlu, İskeçe’de ise PASOK’tan Ahmet Faikoğlu milletvekili seçildiler. PASOK, 1981 seçimlerine bakışla her iki ilde de beklendiği gibi Azınlıktan büyük oy kaybına uğradı. Her iki ilde de Y.D. açık ara öndeydi. Ahmet Faikoğlu adına Azınlıktan PASOK’a kullanılan oylar 2 bini çok geçmediği halde Ahmet seçilebildiyse, bunu seçim yasasının özelliğine borçluydu. Gümülcine’de Müftüoğlu adına kullanılan oylar ise 19 bin cıvarındaydı. Gümülcine’de bağımsız aday S. Galip ve İskeçe’de bağımsız liste BARIŞ, ikisi de yaklaşık 10 bin 500’er oy almışlardı, seçim ölçüsünü yakalayacak sayıya oldukça yaklaşarak. Seçimleri ülke çapında %46 oranında oy toplayan PASOK kazanmış ve 300 üyeli Meclisten 161 milletvekili çıkarmıştı.
 
 
1985 seçimlerinde Koca Kapı’nın tavrı
 
Koca Kapı, tavrını, Haziran 1989’a kadar o seçimlerdeki gibi “resmî bir açıklamayla” bildirmediği için (!), daha önceki seçimlerdeki ve tartıştığımız 1985 seçimlerindeki tavrının ne olduğunu, bazı işaretlerden, davranışlardan, üstü kapalı demeçlerden, harekete geçirdiği insanlardan, onların itiraflarından ve benzeri şeylerden çıkarmaya çalışıyoruz. Her zaman yanılma olasılığı bulunduğu için kesin hükme varmakta hiç acele etmeyeceğiz. Ama uzun yıllar yaptığımız gibi gözleri kapalı olarak “Koca Kapı Azınlıktaki seçimlere müdahale etmez” peşin hükmünü de terkedeceğiz.
 
Gümülcine ve İskeçe’de iki büyük partide seçilme şansı olan 4 azınlık adayından hiçbiri (ne Ahmet Muncura ve Mehmet Şapçılı, ne de Ahmet Faikoğlu ve Hüsnü Serderzade) o günün koşullarında Koca Kapı ölçülerine göre desteklenecek kişiler değillerdi ve hiçbiri desteklenmemiştir. İskeçelilerin, Ahmet Faikoğlu ve Hüsnü Serderzade’nin, Koca Kapı’nın şemsiyesi altına girmeleri daha sonra olmuştur. Ahmet Muncura o şemsiye altına hiçbir zaman girmemiş, Mehmet Şapçılı da 1981 başlarında çıktığı şemsiyenin altına itibar ve gurur meselesi yaptığı için yeniden girmeye yanaşmamıştır.
 
O halde Koca Kapı’nın önünde desteklemek için Gümülcine’de Sebahattin Galip ve İskeçe’de BARIŞ listesinden başka seçenek kalmıyordu. Bu destek verilmiş midir? Kuşkusuz. Koca Kapı’nın Azınlıktaki seçimleri karşıdan seyretmekle yetineceğini tahayyül edemiyorum. Bir başkonsolosun, çok sonraları, 2000’li yıllardan bir demecini anımsatayım, bizim grubun “karışmasın” tezine bir yanıt niteliğini taşıyordu: “Azınlıktaki seçimlere herkes karışıyor. Yunan dışişleri, Yunan istihbaratı, Derin Devlet, Kilise, herkes. Ben niye karışmayacak mışım?” Dört köşe bir mantık. Ama ben karışmaması için on dört neden sayabilirim.
 
Herhalükarda Gümülcine’de Sebahattin Galip’e ve İskeçe’de bağımsız listeye verilen destek “usulüne uygun” (!) verilmiştir ki, Yunan tarafından fazla bir şikayete konu olmamıştır, aynı şekilde partili azınlık adayları da pek rahatsız olmamışlardır. Υunan tarafından iktidardaki PASOK’un bağımsız listeleri el altından desteklediği ve başarılı olmalarını temenni ettiği söylenedurur. Bu konuyu yeri gelince ayrıca anlatacağım. Adayların “pek rahatsız olmama” konusuna gelince; rahatsız olmamışlardır, zira kimse, bağımsızların seçilme eşiğini aşabileceklerine inanmıyordu, onun için. Ancak seçim sonuçlarını gördükten sonra şöyle bir varsayım yapmak mümkün: Koca Kapı işi biraz daha sıkı tutmuş olsaydı, hem Barış listesi, hem de Sebahattin Galip seçim ölçüsünü yakalayacaklarmış. Buna sanırım Koca Kapı’nın kendisi bile inanmıyordu.
 
1985 seçimleri bir sonraki seçimler (Haziran 1989) için bir “prova generale” teşkil etmiş midir? Elbette. Ancak bağımsız aday ve bağımsız liste Koca Kapı tarafından desteklenmiş bile olsa, 1985 seçimlerinde bağımsız liste konusu, kanımca, Koca Kapı’nın bir planı değildi, günün şartlarının ve azınlıkiçi gelişmelerin bir sonucuydu. Sebahattin abi Y.D.’den aday olmak için çok uğraştı. Mehmet Müftüoğlu’nun yerine 2nci sıraya o alınmış olsaydı, Gümülcine’den bağımsız aday çıkmayacaktı. İskeçe’de Celal Zeybek bağımsız listenin kurulmasında bu kadar ısrar etmemiş olsaydı, belki Aga ve Hikmet te bu işe girişmeyeceklerdi. Ve Y.D. partisi Aga’nın adaylığını kabul edip onu 2nci sıraya koymuş olsaydı, BARIŞ asla kurulmayacaktı.
 
Celal Zeybek’in “bağımsız liste kurulsun ve oraya ille de Mehmet Emin Aga da girsin, hem de liste 1incisi olarak, ben seçilme hedefimden feragat ediyorum” ısrarının altında ne yatıyordu, bu noktada onu da anlatayım. Celal’in ağzından dinlediğim şekliyle. İki Şahinli aile, Zeybek ve Aga aileleri arasındaki rekabeti ve husumeti, dünür olmaları bile yumuşatamamıştır. Aralarında fikrî farklılıklar vardır. Azınlıktaki ezelî ikiliğin biri bir kutbunda, diğeri diğer kutbundadır. Zeybekler Kemalist ve Türkçü, Agalar ise İslamcı ve Yönetimin şemsiyesi altındadırlar. Celal, Agaların ve özellikle kendi kuşağından Mehmet Emin Aga’nın cephe değiştirip “millî cepheye” katılmış olmasının samimiyetine inanmaz. Ona göre Aga güvenilir bir kişi değildir. Çıkarları gerektiriyorsa, pat diye herkesi yarı yolda bırakır. “M.E. Aganın oyunlarından ve sözüne güvenilmezliğinden şikayet eden Yunanlı yöneticilere öyle diyordum. Onu siz yetiştirdiniz, bu oyunları ona siz öğrettiniz. Şimdi katlanın bakalım.”  Bağımsız liste tartışmaları hep birlikte yapılırken, Aga’nın cuntacı EPEN partisinin İskeçe vilayet örgütünde başkan yardımcısı olduğu ortaya çıkmış, ayrıca Y.D. partisinden aday olmak için uğraştığı öğrenilmiştir. “Y.D., gel seni aday yapıyoruz dese, o an bizi terketmeye hazır olduğunu biliyorum.” Celal, BARIŞ listesinin kurup içine Aga’yı sokmakla, ona sırtından çıkaramayacağı bir Türkçü millî giysi giydirmek istediğini söylüyordu. Böylelikle burdan öte Yönetim ve Derin Devlet çevreleri (Aga’nın kendi deyimiyle Karanlık Güçler) ile ilişkilerine de ciddi zararlar geleceğine inanıyordu.
 
Celal bana bu senaryoyu anlatırken gülmekten kendimi alamıyorum. İçinde bulunduğu şartlar azınlık insanına neler düşündürüyordu.
 
1985 seçimlerinde bağımsızların başarısı, bir sonraki Haziran 1989 seçimleri için referans oluşturmuştur, ama “müdahalelerin anası” için hazırlıkların daha 1985 seçimlerinden başladığını gösteren sağlam kanıtlar elimizde yok. O dönemden hatta daha eskilerden bazı işaretler var, ama bunların bizim kuruntumuzdan ibaret olması muhtemel. Hazırlıklarla ilgili en eski ve sağlam kanıt 1987 yılının başlarından. Ve Hafız Yaşar’dan. Yeri gelince anlatacağım.
 
Devamı yarın
 
İbram Onsunoğlu / Tiken.net

google-news Ακολουθήστε το paratiritis-news.gr στο Google News και μάθετε πρώτοι όλες τις ειδήσεις.