Eşit muamele mi, adil muamele mi?

Günümüzde cevap arayan sorulardan birisi de ülke içindeki farklı dinlere ve etnisitelere sahip olan gruplara devletin nasıl davranması gerektiğidir.
Ülkemizde nüfusu artan mülteci ve göçmen statüsü ile çalışan insanların sorunlarını giderecek politikaların üretilmesine ihtiyaç vardır. Diğer yandan Batı Trakya azınlığı ve diğer Yunan vatandaşı olan farklı guruplar için devlet tarafından daha adil muamele babında acilen politika değişikliğine gidilmelidir.

Ülkemizde genel olarak kollektif farklılıklara karşı olan çelişkili muamele trajikomiktir. Ancak uluslararası gelişmeler bu çelişkili durumu günyüzüne çıkarmakta ve ülkenin iç meselelerini olumlu yöne yönlendermesine vesile olmaktadır.
Güçlü bir çelişki örneği, mahkemelerin Pakistan, Arnavut, Üsküp Yunanlıları adı altında derneklere izin verirken, diğer yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına rağmen isminde Türk kelimesi olan dernek mahkamelerce tanınmaması. Hatta bireysel düzeyde eşit muamele bir çok kez, kendi başına kadın erkek, gay veya özürlülerin haklarını teminat altına alamamaktadır.

Örneğin, devlet ya da herhangi bir rasyonel akıl, kanunlar ve devletin karşısında eşitlik ilkesini Batı Trakya azınlığı için aşırılığı aşan bir biçimde kullanıldığı gibi kaldırımlardaki özürlülere yapılan ramplar için kullanamaz.
Çoğu insan özürlü olmadığı için rampları kullanmıyor diye eşitlik ilkesi çiğnenmiş olmaz. Bu durumda adil muamele ilkesi uygulanmaktadır. Ayrıca Aristoteles haklı olarak “Eşit olmayanlar arasındaki eşit muamele kadar eşitsiz bir şey yoktur” demiştir.

Zira özürlüler ile özürlü olmayanlar arasında eşitlik ilksi uygulandığında, mutlaka bir tarafın haksızlığa uğrayacağı kesindir. Aynı örnek Batı Trakya azınlığı ve diğer çoğunluktan farklı ihtiyaçlara sahip birey ve topluluk hakları için de kullanılabilir.
Tabii eşitlik ilkesi demokratik bir rejim için ön koşuldur. Ama adalet, demokrasi ve eşitlik olmadan da isnat edilebilir. Adaletin, bağımsızlığı korunduğu zaman var oluş sebebi de budur. Tabii amaç modern toplumlarda ikisinin de var olmasıdır.
Günümüzde eksik olan, gay ’lerin , özürlülerin , fakirlerin ve Batı Trakya azınlığının (azınlık hakları ve özel ihtiyaçları alanında) devlet tarafından adil muamele görmemeleridir.

Aristoteles’in söylediklerine benzer bir şey de ABD başkanı Thomas Jefferson söylemiştir: “Eşit olmayan insanların eşit muamele görmesinden daha büyük bir eşitsizlik yoktur”. Bu yüzden adalet için sesini yükselten bireyler ve topluluklara karşı eşitlik ilkesi cevap olarak verilmemelidir.

Tabii ki Yunan devletinin son yıllarda, onyılların adaletsizliğini gidermek için pozitif ayrımcılık yasalarıyla bu haksızlıkları giderme çabası göz ardı edilemez. Ancak devlet tarafından katedilmesi gereken yolun daha çok uzun olduğu ortadadır. Bir modern Avrupa ülkesine yakışan da bireysel ve kollektif hakların verilip, mağdur olan bütün sosyoekonomik gruplara, etnisitelere ve politik haksızlıklara karşı adaletle cevap vermektir.
Unutulmamalıdır ki, neonazizizm ve hoşgörüsüzlüklere karşı en güçlü silah, herkese daha çok hak ve adalet sağlamaktır.
 

google-news Ακολουθήστε το paratiritis-news.gr στο Google News και μάθετε πρώτοι όλες τις ειδήσεις.