Batı Trakya Türkleri AKP’nin “EVET”ine Neden HAYIR Diyor? -3-

16 Nisan 2017 tarihinde Türkiye’de yapılacak olan “referandum” Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı Batı Trakya Türklerini doğrudan, Yunan yurttaşı bizleri ise dolaylı olarak ilgilendiriyor.
Neden mi?
Başlıca üç nedeni şöyle sıralanabilir:
1. Lozan Antlaşması’ndan kaynaklanan Türk milletine aidiyet duygusu.
2. Türk devrimi yandaşlığı.
3. Türk Devleti ve Hükümetleri politikalarının bizlerin bireysel ve toplumsal yaşamımıza doğrudan ve dolaylı yoldan etki yapması.
Türk ve Yunan yurttaşı Batı Trakya Türkleri saflarında “Evet” veya “Hayır” diyenler bulunuyor. Herkesin tercihine ve kararına saygı duyduğumu belirtmek isterim. Referanduma ilgimiz açıkladığım nedenlerden. Oy kullanma hakkına sahip olmadığımızdan bizlerin evet veya hayır demesinin görüş bildirmenin ötesinde elbette ki bir anlamı yok.
Eli kalem tutan bir başkası “Evet” diyen Yunan yurttaşı Batı Traya Türklerinin neden evet dediklerini açıklarsa, bilgilenme bakımından tartışmaya katkıda bulunmuş olur.
“Hayır” diyen Yunan yurttaşı Batı Traya Türklerinin neden hayır dediklerini açıklayayım. Dile getireceğim nedenler her ne kadar  kişisel nitelikte olsa da, hayır diyenlerin genellikle paylaştığı görüşler olduklarını düşünüyorum.
Birinci neden, Lozan Antlaşması’ndan kaynaklanan Türk milletine aidiyet duygusu. Bu duygunun ne olduğunu ilk yazımda açıkladığım için, burada üzerinde durmaya gerek duymuyorum.

İkinci neden, Türk devrimi yandaşlığı. Bu, çok geniş ve derin bir konu. Bir örnekle yetineceğim. Devrimin askerî evresinin zaferinden sonra Batı Trakya’ya bir kısım “150’likler” ile firariler yerleşti. Yunan yönetimi bunların bazılarını müftü ve cemaat idaresiyle okullara tayin etti. Yunan yurttaşı Batı Trakya Türkleri devrim yandaşı ve karşıtı diye ikiye bölündü. Şeyhülislâm Mustafa Sabri’nin başını çektiği “150’likler” ile firariler Devrim karşıtı iken, Mehmet Hilmi’nin önderlik ettiği Azınlığın ezici çoğunluğu Devrim yandaşıydı. Karşıtlık ile yandaşlık kendini en fazla eğitim alanında gösterdi. Devrim karşıtları Yeni Türk  alfabesine karşı çıkarken, Devrim yandaşları destekliyordu. Batı Trakya Türkleri arasında kullanılacak alfabe konusunda beliren görüş ayrılıkları Yunan basını tarafından da körüklenmiştir. Örneğin 17 Aralık 1928 tarihli Fos [Işık] Gazetesi, Batı Trakya’da Kemalistlerin Yeni Türk Alfabesi’ne geçilmesi için her türlü fedakârlığı yapmak üzere Ankara’dan talimat aldıklarını; diğer taraftan müftülerin, hocaların, imamların ve cemaat reislerinin Yeni Türk Alfabesi’nin aleyhtarı oldukları için yeni harflere ilişkin kitapların ithalinin önlenmesi hususunda karar alarak, hükümete başvurduklarını yazmıştır.
Küçük bir zümrenin dışında,  Batı Trakya Müslüman azınlığı dün olduğu gibi bugün de Devrim yandaşıdır.

Üçüncü neden, AK Parti’nin ekonomi politikası. Dünkü yazımda bunu açıkladım. AK Parti kapitalist ekonomiden yana. Marksist terminolojideki “proletarya diktatörlüğü” kavramı benzeri, Erdoğan, Türkiye’de “burjuva diktatörlüğü”nü tesis etmeye çalışıyor. Ancak, şu veya bu sınıfın diktatörlüğü, “Eğemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” özdeyişinin içeriğine dayanan  Türk devriminin halkçı karma-ekonomisinin temelini oluşturan özel ve kamu sektörlerinin demokratik birlikteliği  ile çelişiyor.

Türkiye Barolar Birliği Emek Komisyonu düzenlediği panelde, AK Parti’nin “Evet” talebinin emekçi ve işçilerin haklarını dikkate almadığı gerçeğini ortaya koydu.
Yunan yurttaşı Müslüman azınlığının neredeyse yüzde yüzü emeği ile geçinen insanlardan meydana geliyor. Ekonomik bunalım yüzünden ekmek parası için binlerce insanımız Almanya’ya ve Hollanda’ya gitti. Çiftiçilerimizin, esnaf ve zanaatkârlarımızın durumu hiç iç açıcı değil.

AK Parti kapitalist ekonomiden yana olduğu için, Azınlık nüfusunun ezici çoğunluğunu oluşturan  çiftçilere sahip çıkmıyor. Belgeli yalanlar üzerine kurulmuş Sadık Ahmet masalına ve onun ailesine sahip çıkıyor. Pamuk üreticilerinin kooperatif çatısı altında örgütlenmesine, üretilen pamuğun kooperatif aracılığıyla pazarlanarak Türk işadamları tarafından satın alınmasına yardımcı olacağına, Sadık Ahmet’in oğlu Levent’e simsarlık yolunu açtı. Böylelikle onun zengin olmasını sağladı. 
AK Parti gerçekten emekçileri düşünmüş olsaydı, ülkede gelir dağılımındaki adaletsizlik vicdanları sızlatan boyutlara ulaşmazdı. AK Parti gerçekten emekçileri düşünmüş olsaydı, bir kişiye değil, Azınlık çiftçierine sahip çıkardı.
Hatırlayalım. Bilinen eyyamcı politikacıların gazına gelen,  “Türküz!” diye yollara düşen masum insanlar 29 Ocak 1988’de dayak yediler, tartaklandılar. “Türkçülüğün” parsasını kim topluyor, yiyiyor, Azınlık halkı biliyor, görüyor.
Özet olarak söylemek gerekirse, Yunan yurttaşı Batı Trakya Türkleri bu üç nedenden dolayı AK Parti’nin “Evet”ine  kocaman bir HAYIR diyor.

google-news Ακολουθήστε το paratiritis-news.gr στο Google News και μάθετε πρώτοι όλες τις ειδήσεις.